Türkiye’de Forex Denetimi

0

Sermaye Piyasası Kurulu; 2011 yılının Ağustos ayında yayınlamış olduğu
bildirgede, forex piyasasını denetime aldığını ve faaliyet gösteren şirketlerin lisans
almaları için sadece 15 günleri olduğunu duyurmuştur.
SPK’nın yapmış olduğu bildirgenin ardından oluşan süreçte kısa süreli bir kaos
ortamı doğmuştur. Yatırımcılar; SPK’nın yapacağı ikinci bir bildirgeye kadar, forex
piyasasında bulunan yatırımları hakkında endişeye düşmeye başlamışlardır.
SPK yayınlamış olduğu ikinci bildirgesinde, Forex piyasasında işlem yapmak
üzere yetki verdiği kurumların listesini yayınlamıştır. Böylelikle; yatırımcılar SPK
güvencesi altında, Forex piyasalarına yatırım yapabilmeye başlamışlardır. İlk zamanlar temkinli davranmakta olan yatırımcılar, sistemin tam olarak anlaşılmasının ardından,daha güvenli bir şekilde işlem yapmaya devam etmişlerdir.
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği verilerine göre 2012 yılının ilk
üç ayında forex işlem hacmi 472 milyar TL’yi bulmuştur. Aynı dönemde İMKB’de 326
milyar, Vadeli İşlemler Borsası’nda 220 milyar liralık işlem gerçekleşmiştir. Kaldıraçlı
işlemler olarak bilinen foreks işlem hacmi ilk üç ayda VOB’un iki katına ulaşmıştır

Denetim Sonrasında Yatırımcı Ve Şirketlerin Durumu

Bu konuyu iki açıdan ele almak gerekirse; İlk olarak; yatırımcılar açısından, ikinci
olarak ise forex şirketleri açısından değerlendirmek uygun olacaktır.
Yatırımcılar açısından bakıldığında; tebliğ ile birlikte, yaptıkları yatırımların bir
nevi sigorta edilmiş olmasından ötürü oluşan güven ortamından oldukça memnun
olmuşlardır. Yatırımcılar; yatırım yaptıkları miktarları, oluşan güven atmosferi ile
birlikte arttırmaktadırlar ve çevrelerinde forex piyasasına karşı bilgilendirmelerde
bulundukları da gözlemlenmektedir.
Şirketler açısından sürece bakıldığında; piyasayı tanıtmak, reklamını yapmak ve
yatırımcıların piyasaya ve şirkete karşı güven duygusunu aşılamaları artık çok daha
kolay bir hal almıştır. SPK tebliği ile birlikte; yatırımcılar kendilerini güvende
hissetmeleri sayesinde, şirketlerin bu husus için ekstra gayret sarf etmelerine gerek
kalmamıştır.
Şirketlerin kazançlarının büyük bir kısmını oluşturan işlem hacimlerinin, SPK’nın
tebliği ile birlikte, büyük bir artışa geçtiği görülmektedir. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) denetimine giren Forex piyasası 2012 yılının ilk
çeyreğinde 472 milyar Liralık hacme ulaşmıştır
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin (TSPAKB) verilerine göre, Forex olarak bilinen kaldıraçlı işlemlerin hacmi 2011′in son çeyreğine göre yüzde 41.7 artışla, 326 milyar liralık işlem hacmine sahip hisse senedi piyasasını geride bırakmıştır. 31 Ağustos 2011′de yayımlanan SPK tebliğiyle sadece kurulun onayından geçen aracı kurumların faaliyet gösterebildiği Forex piyasası, yakın zamana kadar kötü bir üne sahipken bu tarihten itibaren yatırımcının haklarının korunduğu bir piyasa haline gelmiştir. Bu güven beraberinde son dönemde yaşanan hızlı büyümeyi getirmiştir. 2011′in son çeyreğinde yurt dışından Türkiye’deki kurumlar aracılığıyla yapılan işlemlerin toplam işlem hacmindeki payı yüzde 0.1 iken, bu oran bu senenin ilk çeyreğinde yüzde 2.2′ye çıkmıştır. Çok etkileyici durmayan bu oran geçen yılın son çeyreğinde 333 milyon liralık işlem yapan yabancı yatırımcının bu yılın ilk üç ayında 10.4 milyar liralık Forex işlemi gerçekleştirdiği anlamına gelmektedir.
Ancak bütün bu rakamlara rağmen; sektörün 5,038 kişi çalışanı 2012 yılının ilk
çeyreğinde, önceki yılın aynı dönemine göre sadece 60 kişi artarak 5,098’e yükseldiğini görülmektedir. Aslında istihdama daha fazla katkısı olması beklenen bu gelişmeler henüz istihdam konusuna yeterince katkı sağlamamış olduğunu göstermektedir.

SPK Mevzuatı

Bu kısımda;27 Ağustos 2011 tarihli SPK mevzuatının bölümleri
değerlendirilecektir. Bu mevzuatın amacı, kapsamı, dayanakları, tanımlarına yer
verilecektir. Bunların yanı sıra; kaldıraçlı alım satım ilişkin faaliyet esaslarına, bu
işlemlerin belge ve kayıt düzenine ilişkin kurallara ve kamuoyunun aydınlatılmasına
ilişkin bilgiler ele alınacaktır.
SPK mevzuatının birinci bölümünde; bu mevzuatın amacına, kapsamına,
dayanaklarına, tanımlarına yer verilmiştir. Bu tebliğin amacı; döviz, mal, kıymetli
maden ve Kurulca belirlenecek diğer varlıkların ticari amaçla kaldıraçlı alım satımı,
alım satımına aracılık ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesine yönelik hizmetlere ilişkin
esasları düzenlemektir. Bu tebliğin kapsamı; Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin
olarak; müşterilerden gelen emirlerin doğrudan kabul edilmesi ve/veya
gerçekleştirilmesi, müşterilerden gelen emirlerin temsilci sıfatıyla kabul edilmesi ve bu emirlerin gerçekleştirilmek üzere başka kuruluşlara yönlendirilmesi, başka bir
kuruluşun kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak sunduğu hizmetlerin
yatırımcılara tanıtımı, sözleşme akdedilmesine aracı olunması veya sözleşme yapmak
isteyen tarafların komisyon karşılığında bir araya getirilmesi, bu Tebliğ hükümlerine
tabi olur. Bu tebliğin kapsamında olmayan iş ve işlemler ise; Kaldıraçlı alım satım
işlemlerine konu edilebilecek varlıkların fiziki alım satımı ve borsalarda ve borsalar
dışında gerçekleştirilen her türlü vadeli işlem ve opsiyonsözleşmeleri ile türev araç
işlemleri, bankalar arası piyasada yapılan işlemler ile bankalar tarafından aracı
kurumlara likidite sağlanması amacıyla yapılan işlemlerdir. Bu Tebliğ, 2499 sayılı
Sermaye Piyasası Kanununun 30 uncu maddesinin (g) bendine dayanılarak
hazırlanmıştır. Bu tebliğle ilgili tanımlar ise;
Kaldıraç oranı: İşlem yapmak için yatırılan teminat tutarı karşılığında alınabilecek
pozisyon tutarını gösteren oranıdır.
Kaldıraçlı alım satım işlemi: Yatırılan teminat tutarı karşılığında, her türlü döviz, mal,kıymetli maden ve Kurulca belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı olarak elektronik ortamda alım satımı işlemlerini, ifade eder.
SPK mevzuatının ikinci bölümünde; kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin
faaliyet esaslarına yer verilmiştir. SPK tebliğinin (a) bendinde sayılan faaliyetler;
Kuruldan yetki belgesi almak kaydıyla münhasıran aracı kurumlar tarafından
gerçekleştirilir. Bu faaliyeti gerçekleştirecek olan aracı kurumların, bu faaliyetler için
öngörülen asgari özsermaye yükümlülüğünün yerine getirmiş olması gerekmektedir. Bu tebliğde ayrıca; bu aracı kurumda çalışacak olan personeller de bulunması gereken
nitelikler açıkça belirtilmiştir. Bu aracı kurumda mutlak bulunması gereken personel ve teknik donanım esaslarına yer verilmiştir. Yine bu bölümde; kaldıraç oran(100:1’i
geçemez (Kanun öncesinde 400:1’e kadar kaldıraç kullanılıyordu)), teminat oranı
belirlenmiştir. Bu bölüm kapsamında müşteriyi tanıma ve müşteriyle yapılacak
sözleşme şartları açıkça belirtilmiştir. Müşterinin mağdur olmaması adına yapacağı
işlemler, kar/zarar durumları, risk kontrolleri, verilen emir iptalleri ve para çekim
emrinden sonra ne kadar sürede müşteriye ödeme yapılacağı hususlarına yer verilmiş ve uyulması gereken kurallar yine açıkça belirtilmiştir. Kaldıraç alım satım işlemleri birim yöneticisin görevleri, faaliyet sırasında uyulması gereken kurallar ve kaldıraçlı alım satım işlemlerine işlem ve tanıtım aracılığına ilişkin kurallarda yine bu bölüm içerisinde ele alınmıştır.
SPK mevzuatının üçüncü bölümünde; kaldıraçlı alım satım işlemlerinin belge ve
kayıt düzenine ilişkin esaslar ele alınmıştır. Bu tebliğ de, kaldıraçlı alım satım
işlemlerinde faaliyet gösterilmesi durumunda, müşteri emirlerine ilişkin olarak tüm
bilgilerin kaydedilmesi ve Kurulca veya müşterilerce talep edildiğinde ibraz edilmesi
zorunlu kılınmıştır. Tebliğ kapsamında iptal edilen, gerçekleştirilmeyen ve
değiştirilenlerde dahil olmak üzere alınan tüm emirlere ilişkin olarak tutulacak
kayıtların esasları açıkça ele alınmıştır. Bunun yanı sıra; müşteri hesaplarına ilişkin
olarak tutulacak kayıtlar ve müşteriye yapılacak bildirimler de detaylı bir şekilde
belirtilmiştir.
SPK mevzuatının dördüncü bölümünde; kamuoyunun aydınlatılmasına ilişkin
esaslar ele alınmıştır. Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin risk bildirimi gereğince;
kaldıraçlı alım satım işlemlerine yönelik faaliyetleri yürüten yetkili kuruluşlar
müşterileri için herhangi bir işlem gerçekleştirmeden ve sözleşme imzalamadan önce
söz konusu işlemlerin risklerini belirten her türlü açıklamaları yapmak ve müşterilerine bu amaçla asgari içeriği Kurulca belirlenmiş Tebliğin ekinde yer alan Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Risk Bildirim Formunun bir örneğini vermek ve bu formun okunup anlaşıldığına dair yazılı bir beyan almak zorundadırlar. Bu madde ile, müşterilerin risk konusunda önceden bilinçlendirilmesi amaçlanmıştır. Zaten kaldıraçlı alım satım işlemleri risk bildirim formunda; ‘Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir.’ ibaresi ile kamuoyu riske karşı önceden bilgilendirilmeye çalışılmıştır. Bu bölümde ayrıca internet sitesi, reklam, ilan ve duyuruların içeriği hakkında bilgiler verilmiştir. Gerçek dışı, yanlış, yanıltıcı veya abartılmış bilgilere dayalı yayın, ilan, duyuru ve reklam hazırlaması ve bunların kamuoyuyla paylaşması kesinlikle yasaklanmıştır.

SPK Mevzuatını Değerlendirme

27 Ağustos 2011 tarihinde SPK’nın yayınlanan tebliğ ile birlikte forex
piyasalarında yeni bir döneme girilmiştir. Kaldıraçlı Alım Satım olarak isimlendirilen,
forex piyasaları artık SPK tarafından regülasyona tabii bir piyasa olmuş ve faaliyetler
artık yalnızca SPK tarafından lisans almış aracı kurumlar tarafından yürütülmeye
başlanmıştır. SPK’nın resmi sitesinde yayınladığı mevzuatın amacı; döviz, mal, kıymetli maden ve Kurulca belirlenecek diğer varlıkların ticari amaçla kaldıraçlı alım satımı,alım satımına aracılık ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesine yönelik hizmetlere ilişkin esasları düzenlemektir. İlgili mevzuatla birlikte gerek yatırımcıların, gerekse kurumların sıklıkla şikayetçi oldukları pek çok konu ele alınmış ve taraflar göz önünde
bulundurularak düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte aracı kurumlar Türk bankaları ile çalışmaya başlamış ve
SPK, yatırımcının para çekme talebinin en geç 2 iş günü içerisinde karşılanması şartını
koymuştur. Böylece en çok şikayetçi olunan bu konu da yasal düzenlemelerle kontrol
altına alınmıştır. Düzenleme sonrası yatırımcı hem kendi ülkesindeki bir bankayla
çalışma, hem de aynı gün içerisinde alacağını temin etme garantisiyle işlemlerine
devam etmeye başlamıştır. Kurumların bir diğer silahı olan bonus kampanyalarına da
yine düzenleme ile birlikte kısıtlamalar getirilmiştir. Artık kurumlar müşterilerine
piyasadaki riskleri açıkça bildirmeleri zorunlu hale gelmiştir.
Daha önce kaldıraç kurumlar tarafından yatırımcıyı çok düşük teminatlarla bile
olsa piyasada işlem yapmasını sağlamak için bir silah olarak kullanılmaktaydı.
Ülkemizde henüz tanınmaya başlayan bir piyasada yatırımcıya da toplam teminatının
çok küçük bir bölümü ile işlem yapabilme fikri cazip geliyor ve kalan teminatıyla da
sürekli işlem açmaya teşvik ediliyordu. Düşük bir teminat söz konusu iken, bir de çok
fazla sayıda açılan bilinçsiz işlemlerin sonucu da yine maalesef zararla sonuçlanıyordu.
Ancak SPK, Risk Bildirimi’ nde kaldıracın piyasada lehe çalışabileceği gibi aleyhe de
sonuçlar doğurabileceğini açıklamış ve yüksek kazanç vaatlerine kanmamaları
konusunda da yatırımcıları uyarmıştır. SPK’nın yayınladığı tebliğ ile birlikte 1:400’e
varan kaldıraç oranları da maksimum 1:100 olarak düzenlenmiştir. Arzu eden
yatırımcılara ise daha fazla ya da daha az kaldıraç oranı kullanılması konusunda özgür
bırakılmışlardır. Dolayısıyla şu anda kaldıracı risk olarak gören yatırımcılar 1:1 gibi
oranla işlem yapabilmekte ya da daha düşük teminatlarla işlem yapmayı tercih edenler
yine 1:400’e varan oranları kendileri belirleyebilmektedirler.
Aracı Kurum olarak faaliyetlerine devam etme onayını alan kurumlara daha önce
“Market Maker” olarak da bildiğimiz Piyasa Yapıcılığı yetkisi de verilmiştir. Ancak
Piyasa yapıcılığı faaliyetinde bulunmak isteyen kurumun SPK’nın ilgili maddelerle
belirlediği şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu maddeler arasında kurumların
yönetim kadrolarından çalışan personele kadar haiz olması gereken tüm koşullar açıkça belirtilmiştir ki, bu da yatırımcıların kaliteli hizmet alabilmeleri açısından son derece önemlidir. Örneğin; İlgili maddelere göre kurumda belirli sayıda Türev Araçlar Müşteri Temsilciliği Lisansı’ na sahip personelin istihdam etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla daha önce yalnızca yatırım yapıncaya kadar müşteriye destek olan, sonrasında ise sorularınıza cevap alamadığınız bilgisiz temsilciler yerine, gerekli bilgi ve donanıma sahip ve bu anlamda tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek temsilciler bulunması kaliteli hizmet alınması ve güven sağlanması bakımından büyük fayda sağlamıştır. Ayrıca SPK, kurumlar piyasa yapıcılığı faaliyetiyle parite fiyatlarını ve spread’ leri kendileri belirlediklerinden, bu konuda yatırımcının diğer kurumları da araştırdıktan sonra kendisi için en uygun fiyata karar vermesi konusunda da yatırımcı uyarmaktadır.
Düzenleme öncesi yatırımcıların sıklıkla şikayetçi olduğu bir diğer konu ise;
yukarıda da belirttiğimiz gibi hesaplarına kurum tarafından müdahale edilmesi
tehlikesiydi. Verilen emirler gerçekleşmiyor, yatırımcıların dışında fiyat ve işlemlere
müdahale edilebiliyordu. Üstelik yatırımcının böyle bir durumda hakkını arayabilmesi
mümkün olamıyordu. Düzenleme ile birlikte ise kurumların müşteri hesaplarına
müdahale etmesi engellenmiş ve yatırımcıların hesapları koruma altına alınmıştır.
Yatırımcının vekalet verdiği kişiler dışında hesapta işlem yapılmaması maddesi tebliğe
eklenmiştir. Bu maddenin güvenliğini sağlamak amacıyla da şu anda lisans alan
kurumların, müşterilerinin hesaplarındaki tüm işlemleri ve emirleri tarih, zaman, fiyat
gibi tüm detayları ile birlikte kayıt altına alma zorunluluğu getirilmiştir. Böylece
yatırımcı ile her gün paylaşılan hesap hareketlerinde olası bir karışıklığın yaşanması
halinde SPK, kurum ile yatırımcı arasında hakem görevi yapabilecek ve kayıtlar
incelenerek mağduriyetler karşılanabilecek hale getirilmiştir.
Daha önce hangi haklara sahip olduğunu bilmeyen yatırımcılar artık “Çerçeve
Sözleşmesi”nde sahip olduğu tüm hakları ve bekleyen emirlerinin hangi durumlarda
iptal edilebileceği ya da değiştirilebileceği ve müşterinin hesaplarının hangi durumlarda işleme kapatılabileceğine ilişkin esasları ilgili maddeleriyle birlikte inceleyebilecektir.
Sözleşme, hesap açılışları gerçekleşmeden önce yatırımcı ile paylaşılacak ve yatırımcı
inceleyip imzaladıktan sonra gerekli kimlik bilgileri ile birlikte tercih ettiği kuruma
teslim edebilecektir. Bu andan itibaren hem yatırımcı hem de kurumun sahip olduğu
haklar yazılı olarak belirlenmiş olacak ve yaşanabilecek olası durumlarda yasal
yükümlülükler yerine getirilebilecektir.
Geçtiğimiz yıllarda müşterilerini gizli numaralardan arayan, hatta yurt dışında
faaliyet gösterdikleri için Türkiye’de adres beyan edemeyen kurumlar, maalesef pek çok kişiyi mağdur etmişlerdir. Para çekmek isteyen ya da hesabı ile ilgili herhangi bir sorun yaşayan yatırımcı kuruma nasıl ulaşacağını bilemiyor ve yatırım yapmadan önce sürekli arayan temsilciler yerini cevapsız telefonlara bırakıyordu. Ancak düzenleme ile birlikte artık bunun gibi olumsuz durumların yaşanması söz konusu olmamaktadır. Kurumlar artık müşterilerinin emir verme, işlem açma ve kapatma gibi taleplerini gerek telefonda, gerekse yazılı olarak kabul etmektedirler. Oluşturulan talep formları ve saklanan ses kayıtları ile de bu talepler güvenli şekilde yerine getirilmektedir. Ayrıca müşterilerin hesapları ve işlemleriyle ilgili tutulan tüm kayıtlara da yine SPK’ nın belirlemiş olduğu maddeler ışığında güvenilir şekilde saklanma zorunluluğu getirilmiştir. İhtiyaç duyulması halinde SPK bu kayıtları belirli kurum ya da kurumlarca incelemeyi de talep edebilecektir.
Kurumların, kaldıraçlı alım satım faaliyetlerini sürdürebilmeleri için, uygun
mekan ve teknik donanıma sahip olması, düzenli iş akışı ve haberleşmeyi sağlayacak
şekilde organize olması, işlemlere ilişkin risk ölçüm mekanizmasının oluşturulması gibi şartları yerine getirmeleri de gerekmektedir. Böylece gerekli donanıma sahip olan
kurum, yaşanabilecek ani fiyat değişiklikleri gibi müşteri bazında oluşan riskleri kontrol ederek müşterilerin uyarılması konusunda gerekli bilgi işlem altyapısına sahip
olabileceklerdir. Örneğin; düzenleme öncesi sıklıkla yaşanan işlem platformundaki
hatalardan dolayı işlemi kapatamama, programdaki bağlantı sorunları vb. sebeplerden
yatırımcılar ciddi kayıplar yaşayabiliyorlar ve hak talep edemiyorlardı. Şu anda
kullanılan platformlarda veri akışı son derece hızlandırılmış olup, yaşanabilecek
herhangi bir hatadan dolayı, kurumun sebep olduğu hatalarda, zarar eden yatırımcının kayıpları yine kurum tarafından karşılanabilmektedir.
Günümüzde SPK’nın yetkilendirdiği aracı kurumlar; gerek personel ve
yöneticileri, gerekse bilgi donanımı ve profesyonellikleriyle son derece müşteri odaklı
çalışmaktadırlar. Yatırımcılar hem piyasadaki riskler ve işlemler ile ilgili önceden
bilgilendirilmekte hem de hazırlanan analizlerle kazanç elde edebilmeleri için
desteklenmektedir. Sonuç olarak; SPK regülasyonu ile birlikte hem müşteri hem de
kurum açısından tüm boşluklar doldurulmuş ve her iki taraf açısından da pek çok konu maddeler halinde açıkça belirlenmiştir. Yapılan yasal düzenlemeler ile her iki tarafın da hakları korunmakta ve forex işlemleri son derece güvenli bir şekilde yürütülmektedir.
Bu bölümde ilk olarak; SPK Mevzuatı Öncesi Türkiye’nin Forex İle Tanışması,
Türkiye’de Forex denetimi ve denetim sonrası yatırımcı ve şirketlerin durumları ele
alınmıştır. Daha sonra; bu durumun Türkiye’de ki etkilerini inceleyebilmek adına genel bir değerlendirme yapılmıştır. En son olarak da; kısaca SPK mevzuatına yer verilmiştir.
SPK mevzuatı ekte yer almaktadır.
Dördüncü bölümde; forex piyasalarının her geçen gün büyümesinin temelini
oluşturun, katılımcılar ele alınacaktır. Forex piyasalarının katılımcılarının
incelenmesinin ardından, piyasanın işleyişinden bahsedilecektir. Dördüncü bölümün son kısmında ise; forex piyasaları ile ekonomi litaratürüne girmiş olan kavramlara
değinilecektir.

Cevap Bırakın

Lütfen yorumunuzu yazınız !
Lütfen buraya isminizi giriniz